
Kapadokya - Nevşehir
Kapadokyada gezilecek yerler
Kapadokya- İç Anadolu bölgesinde yer alan, Nevşehir, Kayseri, Niğde, Aksaray ve Kırşehir illerini içine alan bölgenin adıdır.
Dünyanın en karakteristik yüzey şekillerinin oluştuğu yerlerden biri olan Kapadokya Bölgesinde yüzey şekilleri volkanizmaya, tektonizmaya ve aşınmaya bağlı olarak gelişmiştir.
10 Milyon yıl kadar önce Doğu Akdeniz tabanı küçük bir açıyla Anadolu yarımadası altına dalıyor ve bu 400 kilometre kadar kuzeyde Kapadokya’da volkanik etkinliğe neden oluyor.
Kapadokya’yı oluşturan volkanik malzeme birçok yerde anlatıldığı gibi Erciyes ve Hasandağı gibi bölgenin strato volkanlarıyla ilgili değildir. Kapadokya volkanizması lav akıntılarıyla başlar 10 kadar kaldera patlaması sonucu şekillenir. İgnimbritler (püskürmelerle yeryüzüne çıkan katı parçalar) akma ve geri düşme yoluyla araziye yayılır, çok katlı pasta gibi katmanlaşır.
Bölgedeki volkanik hareketler sonrası ise rüzgâr, yağmur ve diğer doğal etkiler sonucu başlayan aşınım süreci zamanla ilginç görünümler ve oluşumlar ortaya çıkarmıştır. Garip şekilli bu oluşumlar sonradan burada yaşayan insanlar tarafından bir türlü yorumlanamamış ve bunları ancak ilahi güçlerin, cinlerin ya da perilerin yapmış olabileceğine karar verilmiştir. Bu nedenle bugün bile bu oluşumlar ‘peribacası’ olarak adlandırılmaktadır.
Bölgede tarih boyunca Hititler, Frigler, Asurlar, Persler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemen olmuşlardır. Bu bölge M.S. 3. Yüzyıldan itibaren Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Özellikle M.S. 7. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya egemen olan Bizans imparatorluğuna yapılan Arap saldırıları ve imparatorluğun baskıları yüzünden Hristiyanlar bu bölgeye göç̧ etmişler, peribacalarını ve diğer tüf kütlelerini oyarak saklanmış̧, yeni bir yerleşme biçimi geliştirmişler, yeraltında bile korunaklı kentler oluşturmuşlardır.
Kapadokya, 1985’ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alıyor, 2022 yılı itibariyle ise Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği tarafından ‘İlk 100 Jeolojik Miras Alanı' listesine dahil edilmiştir.
Kapadokya 2-3 günde gezilecek bir yer değil. Her gittiğiniz yerde sadece görüp, fotoğraf çekmek değil, zaman geçirmeniz gerekiyor. Burası için en azı bir hafta düşünmeniz gerekiyor. Ben ilk Kapadokya gezime bir tur ile 4 günlük yurtdışından arkadaşlarımla gelmiştim. Ama buraya geldiğimde öğle bir hayran oldum ki, turla geri dönmedim, gezimi uzattım. Daha sonrasında da bölgeye, özellikle de Nevşehir ve Kayseri illerine defalarca gittim, muhtemelen daha da gideceğim. Çünkü o bölgede hala gezilecek çok yer var.
Kapadokya’da önemli konulardan biri gezilecek yerlerin birbirine uzak olmasıdır. Toplu taşıma olarak birçok yere otobüsler var, ama maalesef çok zaman kaybına yol açıyor. Taksi şoförleri ile bir rota çizip onun üzerine anlaşabilirsiniz, bu zaman şoför sizi her gittiğiniz yerde belirli süre için bekliyor. Kapadokya’da gezmenin en rahat yolu araba kiralamaktır. Park yeri sorunu ve trafik olmadığı için araba kullanmak rahat.
Kapadokya geniş bir alana yayıldığı için en önemli gezilecek yerleri makul sayılacak bir rota çizerek topladım.
O zaman Kapadokya’da görülecek yerler listemize başlayalım
Nevşehir Kalesi- şehir merkezinin Eskili Mahallesi'nde bulunan ve büyük bir yer altı şehri üzerine inşa edilmiş etkileyici bir tarihi yapı.
Güvercinlik Vadisi- bu vadi güvercin yuvaları, nazar boncuklarıyla süslenmiş dilek ağaçları, kaya kiliseleri ve peribacaları ile kesinlikle görülmelidir.
Uçhisar Kalesi- M.Ö. 4. ve 1. yüzyıllar arasında inşa edildiği düşünülen kale, tarih boyunca sığınak ve gözetleme yeri olarak kullanılmış. Restorasyon öncesi çıkması bir az zordu, ancak 2021 yılında yapılan restorasyon sonrası daha güzel ve kolay erişilir hale getirilmiş.
Göreme Açık Hava Müzesi & Göreme Tarihi Milli Park- Müze M.S. IV. Yüzyıldan XIII. Yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatına ev sahipliği eden bir kaya yerleşim yeridir. Göreme Vadisi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul ediliyor.
El Nazar Kilisesi- Bölgedeki en büyük peribacalarından birinin oyulmasıyla inşa edilen ve bölgedeki en etkileyici kaya kiliselerinden biri olan El Nazar’ı Göreme Açık Hava Müzesi'ni gezerken kolayca ulaşarak ziyaret edebilirsiniz. Çevresinde ilginç kaya mezarlarının da sıralandığı kilisenin 10. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.
Zemi Vadisi -Kapadokya'nın en popüler yürüyüş rotalarından biridir ve Göreme Açık Hava Müzesi’ne yürüyüş mesafesindedir. İsmini vadinin içinden akan Zemi Deresi’nden alıyor.
Aşk Vadisi (Bağlıdere Vadisi)- Gün batımında kırmızı ve pembe tonlarıyla parlayan kaya oluşumlarını izlemek için güzel bir yer. Bunun gibi bölgede fazlaca seyir terasları bulunuyor.
Çavuşin- Nevşehir ve Kapadokya'nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Çavuşin Köyü’ne geldiğinizde sizi peri bacaları ve kayalara oyulmuş eserlerden oluşan tarihi bir manzara karşılıyor.
Çavuşin Kilisesi- Çavuşin Köyü’nün simgesel yapısı olan bu Kilisesi’nin M.S. 964 ile 965 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor.
Paşabağlar Müze ve Ören Yeri- Rahipler Vadisi olarak da bilinen kiliseleri ve manastırlarıyla Kapadokya'nın en kendine özgü ve güzel yerlerinden biridir.
Avanos- ortasından geçen Kızılırmak Nehri ile Nevşehir’in güzel bir ilçesidir. Bahar ve yaz aylarında sandallar ve gondollarla geziler yapılabiliyor.
Tahta Köprü- Avanos ilçesinin simgelerinden birdir. Sultan Abdülhamit döneminde 1898 yılında yapımına başlanan ve 1900 yılında nehir üzerinden geçiş sağlamak amacıyla açılan bir köprüdür.
Devrent Vadisi (Hayal Vadisi)- birbirinden ilginç şekillere sahip benzersiz kaya oluşumlarından dolayı Hayal Vadisi olarak biliniyor.
Zelve Açık Hava Müzesi- kayalara oyulmuş kiliseler, tüneller ve yaşam alanları ile Kapadokya'nın büyüleyici atmosferini hissedeceğiniz bir yer.
Kızılçukur Vadisi (Kızıl Vadi)- ismini tüf kayalarının güneş ışığı altında sunduğu büyüleyici kızıl manzarasından alıyor. Yürüyüşler, at ve ATV safarilerinin önemli rotalarından biri burasıdır. Özellikle gün doğumu ve gün batımında ziyaret ederseniz daha güzel bir deneyim yaşamış olursunuz.
Fırkatan Kilisesi- Aynalı Kilise olarak da bilinen bu kilise, ilginç mimarisiyle bölgedeki diğer yüzlerce kaya kilisesinden farklıdır. Kayalar içinde oyulmuş gizli geçitler, tüneller, devasa sütunlar ve süslemelere sahip.
Ortahisar Kalesi- Bölgenin en büyük Peri bacasına sahip olan kalesi oldukça eski bir Kapadokya kasabası olan Ortahisar’da yerleşiyor.
Üç Güzeller- şapkalı peribacalarının en güzel örnekleri arasında yer alan bu iç güzel, Kızılçukur Vadisi'nde yerleşiyor. Kapadokya’nın simgelerinden biri haline gelmiştir.
Temenni Tepesi- Ürgüp’ün güzel manzarasını kuş bakışı izlemek için kesinlikle uğramalısınız.
Sarıca Kilisesi- 9. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve Kepez Vadisi'ndeki diğer kaya kiliselerini görebilecek bir konumda tasarlanan bir kilisedir.
Üzengi Vadisi- Nevşehir ve Kapadokya’nın gizli cenneti olarak bilinen vadi ismini de ortasından akan Üzengi Deresi’nden alıyor. Devasa kayalar üzerine oyulmuş kilise, mabet ve etkileyici güvercinlikleriyle güzel manzarası vardır.
Gomeda Vadisi- Kapadokya bölgesinin en özel noktalarından biridir. Diğer vadilerinden farklı ve ürkütücü kaya oluşumları ve gizemli atmosferinden dolayı Şeytan Deresi olarak da biliniyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri- Ortalama 5000 kişinin bir arada yaşayabildiği, 8 kattan oluşan bir yeraltı şehridir. Ziyaret edilebilir alan 20 metre derinlikteki 4. Katına kadardır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri- Türkiye ve dünyanın en büyük yeraltı şehri olarak bilinmektedir. Derinkuyu’nun yeraltına doğru 13 kat olarak yapıldığı ve toplam alanının 4.5 kilometrekare olduğu düşünülmektedir. Yaklaşık 20.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Derinkuyu Yeraltı Şehrinin ziyaret edilebilen 8 katın derinliği ise 50 metreye ulaşmaktadır. Ziyaret edilebilen alanın %10 civarında olduğu düşünülüyor.
Üzümlü Kilise (Aziz Theodoros Trion Kilisesi)- Derinkuyu Yeraltı şehrinin hemen yanında yer alıyor. 19. yüzyılda inşa edilen bir Rum kilisesidir. İsmini iç bölümlerini süsleyen üzüm resimlerinden almıştır. Ayastefanos Antlaşması gereği Osmanlı tarafından savaş tazminatı olarak yapılmıştır. 2023 yılının sonunda maalesef ziyarete kapalıydı. Hatta kilisenin çanı da yoktu, sanırım çıkarmışlar ya da çalmışlar.
Panik atak ve klostrofobisi olanların Yeraltı şehirlerine girmesini tavsiye etmem. İniş alanları tek kişiliktir ve alt katları doğru yüksekliği de düşüyor. Ben alerjik astımım herhangi bir sorun yaşamıyorum.
Burada rotamızı tamamladık. Ancak zamanınız var ise Derinkuyu’dan yaklaşık 55 km uzakta yerleşen Ihlara Vasisini de ziyaret edebilirsiniz. Nevşehir merkezine ise yaklaşık 70 kilometre uzaklıkta yerleşiyor.
Ihlara Vadisi- Vadiye Melendiz Nehri hayat veriyor. Kapadokya’nın en önemli yürüyüş rotalarından biridir. İyi düzenlenmiş 18 kilometre uzunluğunda yürüyüş parkuru var. Yüksek kanyon duvarları, şapelleri, kiliseleri, sığınakları ve anıt mezarları ile meraklıları için çok güzel bir parkurdur.
Ek bilgiler;
İmkânınız var ise Balon turu yapın.
Kiliselere gitmeden önce açık olup olmadığını mutlaka kontrol edin.
Müzelerde yaz ve kış sezonlarında kapanış saati değişiyor, gitmeden kontrol etmenizde fayda var.
Ortahisar’da sezonda açık olan Ethem Ustanın Yerine uğrayabilirsiniz, salaş bir yer, ama o manzarada kahve içmek keyiflidir.
Uçhisar’da Çiko’nun Yeri’ni kahvaltı veya bir şeyler içmek için tercih edebilirsiniz, aşağısına indiğinizde önünde olan Peri bacasının içerisini de gezebilirsiniz.
Avanos’ta Tahta Köprüyü geçtikten sonra Saç Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 16.000'den fazla kadının saç örnekleriyle dolu olan bu müze 1998 de Guinness rekorlar kitabına girmiştir.
Avanos’ta birçok çömlekçi vardır. Hoşunuza gidenleri gezebilir, bazı atölyelerde çömlek yapımı deneyimleyebilirsiniz. Güray Müze olarak da geçen, Yeraltı Seramik Müzesi’ne de uğrayabilirsiniz. Mimari yapısı ve konsepti müzeye dünyanın ilk yer altı seramik müzesi olma özelliğini kazandırmıştır.
0 Yorum
Yorum Ekle