İspanya - Barcelona
Barcelona’da 2 günde ne yapılır
Aslında gezilecek en iyi 10 yer, ya da 2 günde yapılacak en iyi 10 aktivite başlıkları her zaman her kişiye hitap etmez. Önemli olan önceliklerimizdir. Neden keyif alıyorsunuz, tarihi veya arkeolojik alanlar mı, alış-veriş merkezleri mi, çok şirin küçük kafeler mi, salaş restoranlar mı, lüks barlar mı, doğa parkları mı, belki doğa yürüyüşü yapmak, plajda hiçbir şey yapmadan uzanmak, ya da başka bir şey, bunu siz belirlemeniz gerekiyor. O zaman gördüğünüz yerlerin sayısı önem arz etmez, çok güzel anılarla dolu bir gezi yapmış olursunuz. Paylaşacağım listede benim önceliklerime göre yapılmış bir sıralamadır. Şimdi gelelim benim 2 günde ne yaptığıma;
Birinci gün
Barcelona’daki göreceğim mimari şölene otelimin çatısından başladım. Birçok otelde olduğu gibi kaldığım otelin de rooftop’ı vardı ve Palau Güell tam önünde yerleşiyordu. Palau Güell 1885-1889 yıllarında yapılmış, Gaudinin Barcelona’ya sunduğu ilk eseridir, UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alıyor.
Daha sonra gezime La Rambla caddesinden başladım. Burası Barselona'nın ana turistik, eğlence ve alışveriş caddesidir.
Mercado de La Boqueria adlanan yerel pazara da caddeden giriş yapabilir, alış-veriş yapmasanız da gezebilir, farklı yerel yiyeceklerden deneyebilirsiniz.
Barri Gotic tarihsel açıdan şehrin en önemli bölgesi, hatta Barcelona tarihinin başladığı yer de diyebiliriz. Sokaklar gezmek için çok keyifli, binalar hepsi tarihi, çok tatlı küçük mağazalar, kafeler var. Meydana geldiğinizde ise Barcelona Katedrali’nin önünde farklı tarzlarda müzik yapan sokak sanatçılarını görebilirsiniz.
Güzel bir gezi sonrası ise bir İspanyol şarabı eşliğinde güneş batışını izlemek için Ohla Rooftop’a gittim. Burası için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, aksi taktirde çok fazla bekleme süresi olabiliyor. Buradan rezervasyon yapa bilirsiniz, gideceğiniz dönemde güneş batışı saatini göz önünde bulundurarak rezervasyon yaparsanız daha keyifli olacaktır
Rezervasyon yaptırsanız da kapıda tekrar kontrol yapılıyor ve sıra ile içeri alınıyorsunuz. Genel olarak Barcelona gibi turistik bir şehirde her yerde çok uzun sıralar beklemeyi göze almalısınız.
Ohla Rooftop’a rezervasyonu arkadaşımın önerisi ile yapmıştım ve memnun kaldım. Ama siz gitmeden önce Barcelona’daki diğer rooftop’lara bakabilir, belki kendi otelinizin rooftop’da vakit geçire bilirsiniz.
Akşam için ise Palau de la Música Catalana konser salonunda Arte Flamenco dans grubunun gösterisini izledim. Bunun için de çok önceden programa bakıp, sevdiğiniz bir gösteri veya konser var ise ona göre bilet almanızda fayda var. Konser salonunun programına buradan bakabilirsiniz.
Kesinlikle deneyimlenmesi gereken bir aktivite ve özellikle konser salonu görülmeğe değer bir yapı.
İkinci Gün
Park Güell ilk durağımdı ve bu park “Yaşayan mimari” ve “biyolojik tasarımın” atası diye anılan Gaudinin birçok diğer eseri gibi UNESCO dünya miras listesinde yer alıyor.
Sagrada Familia için maalesef bilet bulamadım, eğer içerisine girecekseniz biletinizi en azı 5 gün önceden almanızda fayda var. Gaudinin kumdan kulelerini bu sefer sadece dışarıdan görmekle yetinerek bir sonraki sefer kulelerine çıkmak dileğimle ayrıldım.
Casa Battlo – Gaudinin başka güzel eserini de dıştan görmekle yetinerek, içerisini çok görmek istediğim Casa Mila’ya gittim. Casa Mila ve Casa Batlo çok yakın yerleşiyor.
Casa Mila “taş ocağı” anlamına gelen La Pedrera ismiyle de biliniyor. Gaudi tarafından 1906-1912 yılları arasında inşaatı tamamlanan bu bina binlerce yıl boyunca esen rüzgarların aşındırdığı çöl kanyonlarındakine benzer organik görüntüye sahip, özellikle çatısından aşağı baktığınızda görüntüsü muazzam. Bina içerisinde binanın siparişçisi Pere Mila’nın ailesi ile yaşamış olduğu bölümler, tavan katında Gaudinin Casa Mila’yı nasıl projelendirdiği ve doğadan ilhamlandığını gösteren bitkiler, kemikler, ağaçlar vs. sergileniyor. Binanın çatısını da geze biliyorsunuz, orası da en az içerisi kadar sanatsal.
Arc de Triomphe 30 metre boyunda 1888 yılında Barselona'da düzenlenen Universal Exhibition için geçit olarak inşa edilmiş anıtsal kemerdir, mimarı Josep Vilaseca i Casanovas'dır.
Museu de l'Erotica ise geri dönüşte planlamadığım ama önüme çıktığı için merak edip gezdiğim bir müze oldu. La Rambla caddesinde yerleşiyor ve gece 00:00 kadar açık oluyor. Girişte ödeme yapıp, bir bardak şampanyanızı alıp müzeye dahil oluyorsunuz. Müze içerisinde çok eski yıllara ait ilginç aletler, görseller ve küçük heykeller var.
Bu yerlerin birçoğu bir-birine çok yakın yerleşiyor. Otelinizin konumuna göre metro veya otobüs kullanarak diğerlerine de ulaşılabiliyor. Toplu taşıma sistemi gayet güzel çalışıyor, Google haritalarla da gideceğiniz yer için gerekli toplu taşıma araçlarını bula biliyorsunuz.
Ben keyif alarak, tatlı kafelerde, barlarda mola vererek gezdiğim için bu şekilde oldu, daha fazla zamanım olduğu başka bir gezide, plajında da vakit geçirmeği, şehri Montjuic'in tepesinden izlemeği, Sagrada Familia’nın 2 kulesine de çıkmayı, parfüm müzesine girmeği, Casa Batlo’yu görmeği de umuyorum.
Keyifli gezmeler…
0 Yorum
Yorum Ekle